Çıkış / Exit

İşleminiz Yapılıyor.
 
 
 
 
 
 
 
 
English

Bilim insanlarının Avusturya'da keşfettiği 17'inci yüzyıldan kalma hayvan fosilinin Osmanlı Ordusu'na ait bir savaş devesi olduğu anlaşıldı.

İkinci Viyana Kuşatması'nın ardından Osmanlı Ordusu'nun geride bıraktığı düşünülen inek veya ata ait fosilin, aslında bir savaş devesi olduğu anlaşıldı.

PLOS One dergisinde yayımlanan araştırmada, savaş devesi iskeletinin Orta Avrupa'da bulunan ilk örnek olduğu belirtildi. DNA analizleri ise hayvanın iki hörgüçlü ile tek hörgüçlü deve melezi olduğunu gösterdi.

BBC'de yer alan bilgiye göre, deve 1683'teki kuşatmanın ardından geride bırakıldı veya Tulln kentinde satıldı. Osmanlı Ordusu'nda savaş develerinin çok sayıda bulunduğu belirtilirken, fosildeki kemik bozuklukları deveye koşum takımı giydirildiğine işaret etti.
Kemikleri bir alışveriş merkezi inşası esnasında kazı yaparken bulunan savaş devesi, Viyana Veterinerlik Üniversitesi'nden Dr. Alfred Galik tarafından 'arkeoloji ve zooloji hazinesi olarak' tanımlandı.

BBC'ye bilgi veren Galik, doldurulmuş bir kilerde tespit edilen fosili ilk önce büyükbaş hayvana benzettiklerini, ardından boyun omuru sebebiyle at olduğunu düşündüklerini söyledi.

Fosilin tamamı ortaya çıkınca, Avrupa'da bugüne kadar bulunmuş en eksiksiz savaş devesi iskeleti de gün yüzüne çıktı. Osmanlı Ordusu'na ait savaş devesinin öncesindeki tek ve eksik fosiller, Roma dönemine aitti.

Savaş devesinin kafatası.[Fotoğraf: Dr. Alfred Galik]

Galik ve meslektaşları fosilin DNA'sı üzerinde yaptıkları analizlerin ardından devenin çift ve tek hörgüçlü anne ve babadan geldiğini tespit etti. Melez develer, daha büyük, ağır ve kontrol etmesi kolay olduğu için yüzyıllar önce ordularda öne çıkmaya başladı.
Osmanlı-Avusturya savaşlarında kullanıldığı düşünülen devenin, ömrü boyunca iyi bakıldığı anlaşıldı. Devenin, Osmanlı'nın ele geçirmediği Tulln kasabasında bulunması, kuşatmanın ardından satılmış olabileceği düşüncesini doğurdu.

DENİZ TURİZMİ

İzmir'e keyifle ayakbastınız. Şimdi bir karar vermek ve tatilinize başlamak istiyorsunuz. İzmir; coğrafi konumu, kültürel ve tarihî zenginliği,3. büyük Metropol olması, farklı bölgeler arasında geçiş noktası olmasıyla hem deniz hem kara hem de hava ulaşımının kullanım kolaylığı ve rahatlığı, kültürel faaliyetlere ve sanat etkinliklerine...

KÜLTÜR TURİZMİ

Çevreye,Tarihsel Mirasa, Kültürel ve Sanatsal etkinliklere duyarlı, meraklı, ilgili, özgür bir yapıya sahip, geçmişlerinde kalmış bir yerlere geri dönmeyi isteyen, yöre insanını ve onların yaşam biçimlerini, örf –adet ve geleneklerini tanımaya hevesli, acelesi olmayan,şehrin sokaklarında kaybolmayı göze alarak gizemli bir perdeyi aralamak isteyen ya da yeni bir...

İNANÇ TURİZMİ

Görkemli mermer sütunları, sade ama benzersiz kalem işlemeleri ve özel ahşap mimarileriyle kurulduğundan bu yana çok katmanlı ve çok kültürlü yapısıyla var olmuş bir kent olan İzmir'in ibadethaneleri; insanlar arasında yüzyıllar boyunca farklı kültür, farklı din ve dilleriyle bir arada yaşayarak bir hoşgörü ve uzlaşı ortamı yaratmayı başarmıştır. Kimi zaman...

KRUVAZİYER TURİZMİ

Tarihin ilk dönemlerinden beri onlarca uygarlığı konuk etmiş 'Ege'nin İncisi' İzmir 'Kurvaziyer Turizmi'nde son on yıldır yükselen performansı ile dikkat çekmektedir. Alsancak Limanı'nda 2003 yılında 5 sefer ile 3.271 yolcu ile başlayan kurvaziyer turizmi 2015 yılı sonu itibarı ile 114 gemi ve 217.848 yabancı ziyaretçiye ulaşmıştır.İzmir aldığı bu pay...

GASTRONOMİ TURİZMİ

Tarihi geçmişi 8.500 yıl öncesine dayanan ve doğanın sevgili yüzüne sahip olan Ege ve özellikle İzmir'de tarih boyunca kuşaktan kuşağa çoğalarak aktarılan bir mutfak kültürü süregelmekte ve 'EGE MUTFAĞI' tamamen özgün ve çok kültürlü yapısı ile mutfak kültüründeki hak ettiği yeri almaktadır. Birçok kültür ve inancın yeme içme alışkanlıklarının...
erotik
Live İzmir