Kabartmada resmedilen kişinin kimliği konusu tarihçiler ve gezginler arasında uzun yıllar tartışılmıştır. İlk kez ondan Halikarnasoslu Herodotos söz eder ve onu Mısır firavunu Sesostris olarak tanımlar.
Kabartma ilk kez 1839 yılında fransız gezgin Charles Texier tarafından keşfedilir ve 1862'de onun yaptığı resmi yayınlanır.
Alman bilgin Heinrich Keipert'in 1843 yılında, kabartmadaki resmin Orta Anadolu'da, Çorum Boğazköy'deki Yazılıkaya'daki kaya kabartmalarıyla benzerliğini belirmesinin ardından zamanla, Kurt Bittel, Helmuth Theodor Bossert, Hans Gustav Güterbock, Ekrem Akurgal, Heinrich Otten ve Annelies Kammenhuber gibi birçok bilim adamı bu tarihsel kalıntının Hitit kültürüyle ilgili olduğunu saptamıştır.
Hitit çivi yazılı belgelerin okunması ve Luvi hiyerogliflerinin çözümlenmesiyle artan bilimsel bilgilerin sonucunda İngiliz bilim adamı David Hawkins 1998 yılında, Karabel kabartmasındaki savaşçının sol kolu üzerindeki hiyeroglif yazısının, İ.Ö.13. yüzyıldan kalma, Luvi dilinde yazışmış olduğunu ve bu yazının anlamını çözdü.Yazıda şunlar yazılıydı:
Tarkasnawa, [Mira Ülkesi]'nin Kralı
Mira Ülkesi'nin Kralı Allantallis'in [oğlu]
Mira Ülkesi'nin Kralı ...... torunu.
Kabartmada resmi çizilmiş kişi; İ:Ö.13. yüzyılda Hitit İmparatorluğuna bağlı olarak Batı Anadolu'da var olan Mira Ülkesi'nin Kralı Tarkasnawa idi. Tarkasnawa'nın büyük babasının Kupanta Kurunta olduğu anlaşıldı.
Geçitte Tarkasnawa kabartmasına yakın bir mesafede aynı boyda ikinci bir kabartma heykel bulunmaktaydı. Ancak bu ikinci kabartma, düşmüş bir kaya kütlesinin üzerinde 1875'de restore edilemez ölçüde hasarlı durumda keşfedilmiştir.