İzmir'e 70 km. uzaklıktaki Foça'yı, daha çok Akdeniz foklarının korunduğu bölge veya 12 özel çevre koruma alanından biri olarak tanırız. Oysa Foça, bütün bu özelliklerinin yanı sıra, 12 İon kentinden biri olan Phokaia'nın kalıntıları üzerine kurulmuş, yeraltında birçok tarihi döneme ait eserlerin bulunduğu önemli bir kenttir.
Phokaia, İzmir Körfezi çıkışının kuzeydoğusunda, M.Ö. 11. Yüzyıla kadar uzanan tarihi eserleriyle, İzmir Arkeoloji Müzesi ve daha birçok müzenin vitrinlerini süsleyen, gizemli bir antik kent. Bu gizem, şimdilerde yapılmakta olan arkeolojik kazılarla gün ışığına kavuşmakta ve bu çalışmalar neticesinde ortaya çıkarılan eserler arkeoloji dünyasının ilgisini de Foça'ya çekmekte. Foça'da, ilk arkeolojik kazı çalışmalarını 1913 yılında, Fransız Arkeolog Felix Sartiaux başlatmış. Daha sonra, 1952-1955 yılları arasında Ord. Prof.Dr. Ekrem Akurgal ve 1989 yılından günümüze değin Prof. Dr. Ömer Özyiğit, yürüttükleri çalışmalarla Phokaia'ya ait çok önemli eserler buldular. Ekrem Akurgal'ın çalışmaları sonucunda, antik kentin Athena Tapınağı ve daha sonraki dönemlere ait birçok tarihi eser gün ışığına çıkarıldı. Ancak, 1989'da başlayan kazı çalışmaları gösterdi ki, Phokaia, o güne kadar bilinenin de ötesinde çok büyük bir antik kent. Ünlü tarihçi Heredot'un bahsettiği kent surunun, bir inşaat temelinin kazısında, rastlantı sonucu ortaya çıkarılışı, arkeoloji çevrelerinin dikkatini bir anda Foça'ya çekti.
Bulunan kent suruna "Herodot Duvarı" adı verildi. Türkiye'dekilerin yanı sıra, çeşitli ülkelerden arkeologlarda Foça'daki Herodot duvarını görmeye geldiler. Bir çok olanaksızlıklara karşın yürütülen kazı çalışmaları, Anadolu'nun en eski tiyatrosunun da (M.Ö 4. Yy.) Foça'da olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bugünkü Foça'nın her yerinde, sokaklarda, binalarda ve tarlalarda, daha ötesi denizde Phokaia'nın çeşitli dönemlerine tanık olmak olası. Örneğin; Liman Kutsal Alanı'ndaki Kybele'ye (M.Ö. 580) ait tapınma yerinin üzerindeki surda, Arkaik, Roma, Ceneviz ve Osmanlı dönemlerine ait kesitleri bir arada görebilirsiniz.
Osmanlı döneminde yapılmış bir taş binanın herhangi bir yerinde kent surundan alınmış taşlarla karşılaşabilirsiniz. Veya roka, maydanoz satan bir köylünün tezgah gibi kullandığı taşın Roma dönemine ait mermer blok olduğunu görebilirsiniz. Bugüne kadar yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen bilgiler, Phokaia'nın, M.Ö. 11. Yüzyılda Aioller tarafından kurulduğunu, M.Ö 9. Yüzyılda kente İonların yerleştiğini ve bu dönemde kenti saran, 5 km. Uzunluğunda bir sur inşa ettiklerini, MÖ. 546'da da Pers Komutanı Harpagos'un kenti işgal ettiğini gösteriyor. Önce Romalıların, ardından Cenevizlilerin ve 1455'te de Osmanlıların eline geçen Foça, Akdeniz, Karadeniz ve Ege sahillerindeki bir çok yerleşimin de anakenti.
Foçaya Gitmeden 360o sanal tur için TIKLAYINIZ