Çıkış / Exit

İşleminiz Yapılıyor.
 
 
 
 
 
 
 
 
English

Carl Humman ve Alexander Conze yönetiminde 1878 yılında Bergama'da başlayan arkeolojik kazıların sonucunda, 1900-1913 yıllarında akropolde yapılan kazılar sırasında bugünkü Alman Kazı Evi yanında bir depo müzesi yapılmıştır. Bu depo o dönemde Türkiye'deki iki arkeolojik eser deposundan biridir. I. Dünya Savaşı nedeniyle ara verilen Bergama'daki kazılara 1927 yılında Theodor Wiegand başkanlığında yeniden başlanmıştır. Aynı yıl akropol kazılarına ek olarak Asklepieion'da kazıların başlamasıyla birlikte eserler çoğalmış ve yeni bir müze binasına gereksinim duyulmuştur.

1932 yılında Bergama'ya gelen Mareşal Fevzi Çakmak konuyla yakından ilgilenmiş, ziyaretinden sonra yeni bir müze kurulması için emir vermiştir. Türk-Alman işbirliği ile gerçekleştirilmesi planlanan yeni yapı için eski bir mezarlık olan bugünkü yeri uygun görülmüştür. Mimarlar Bruno Meyer ve Harold Hanson tarafından planlanan proje 1932 yılı sonunda bitmiş, İzmir Valisi Kazım Dirik'in istemiyle 1933 yılında temel kazma çalışmalarına başlanmıştır. 13 Nisan 1934 tarihinde Bergama'ya ziyareti esnasında bir sağlık merkezi olan Asklepieion'u da gezen Mustafa Kemal Atatürk, müze binasının yapımının da devam ettiğini görmüştür.

Yapımı tamamlanan Bergama Müzesi 30 Ekim 1936 tarihinde, İzmir Valisi Fazlı Güleç tarafından ziyarete açılmıştır. Müze binası, geniş ve etrafı galerilerle çevrili enlemesine yerleştirilmiş dikdörtgen bir avlu ile bu avlunun arkasında yine enlemesine yer alan dikdörtgen teşhir salonundan oluşmaktaydı. Avlunun galerileri açık hava müzesi için uygun olduğundan eserler burada sergilenmiştir.1924 yılında Bergama Halk Evi binasında Etnografya ve Arkeoloji Müzesi'nin faaliyete geçmesiyle birlikte arkeolojik eserler de yeni müze binasına taşınmıştır. Etnografik eserler ise, ek binanın yapımından sonra, 1979 yılında, bugünkü müze binası içine alınmıştır. Yapılan ek bina, avlu ve teşhir salonunun bulunduğu kısmın yanına enlemesine yerleştirilmiş dikdörtgen planda olup girişi avludan salona açılan bir kapı ile sağlanmaktadır. Müzenin boş bırakılmış olan diğer yanı ile arka kısmına da sonradan depo, laboratuvar, fotoğrafhane, arşiv gibi birimler eklenmiştir.

Müzedeki Erken Tunç Döneminden Bizans Dönemine kadar değişik dönemlere ait arkeolojik eserlerin çoğu Bergama ve çevresinde yapılan kazılardan çıkmıştır. Civardaki antik yerleşimlerden çıkan buluntular içinde Pergfamon heykeltraşlık ekolüne ait örnekler, Pitane ve Gryneion'dan gelen Arkaik Dönem buluntuları, Myrina terracottaları dikkat çekmektedir. Etnografya seksiyonunda bölgeye ait halı, kilim (Yuntdağ, Yağcıbedir, Kozak Bergama dokumaları), kumaş dokuma örnekleri, el işlemelerinin yanı sıra Anadolu'nun diğer yörelerine ait el emeği eserler de sergilenmektedir.

Gitmeden 3600 sanal tur için  TIKLAYINIZ

Kaynak

ESBAŞ'DAN BİR GİRİŞİM DAHA

Yüksek Vadi Evleri Alışveriş Merkezinde yer alan Vadifırın Cafe&Resturant açılışı için görkemli bir tören gerçekleştirildi. Ege Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş. (ESBAŞ), girişimi olan Yüksek Vadi Evleri bölgesinde yer alan Yüksek Vadi Evleri AVM'de VadiFırın Cafe&Resturant açılılşına; ESBAŞ VE MOPSAN Yürütme Kurulu Başkanı Dr. Faruk...

ÖĞRENCİLERİN KALBİ BURADA ATIYOR

Egenin incisi İzmir'e yolunuz düştüğünde görülmesi gereken yerlerden biridir,Bornova. İlçenin içersinde yer alan Ege Üniversitesi Bornova'ya yeni bir çehre kazandırmış, gelişimine katkı sunmuştur.İzmir'in 30 ilçesinden biri olan Bornova ilçesinde 45 mahalle bulunmaktadır. Öğrencilerin Bornova esnafının yüzünü epey güldürdüğü aktarılırken öğrenciler...

2 BİN YIL ÖNCESİNDEN GELEN MESAJ

İki bin yıl önce İzmir'de yani Smyrna'da Agora'nın duvarlarına yazılmıştı bu itiraf. Antik çağlardan günümüze yollanan bu mesaj, o kadar güçlüydü ki günümüze kadar ulaşabildi. Ulaşmakla kalmadı bu coğrafyada doğup büyüyen hoşgörü timsali binlerce mesajı da beraberinde getirdi. Smyrna'da doğan bu sevgi, tam 1500'e yakın grafiti ve her geçen gün...

SELÇUK KALESİ -ST JEAN KİLİSESİ

Saint Jean (Aziz Yuhanna) Kilisesi'nin kuzeyinde, tepenin en yüksek kısmında bulunan iç kale, son zamanlarda yapılan araştırmalara göre Efes'in ilk yerleşme yerinin üstünde yer almaktadır. Bugün görülen sur duvarları Bizans, Aydınoğulları ve Osmanlı dönemlerine aittir. Taş, tuğla ve harçla örülmüş olan duvarlar 15 kule ile desteklenmiştir. İç kaleye giriş,...

TARİHE ADINI YAZMAK İÇİN DÜNYANIN YEDİ HARİKASINDAN BİRİNİ YAKTI

Herostratus 21 Temmuz MÖ 356'da tarihe geçmek için Dünyanın yedi harikasından biri olan, halkın büyük uğraşlarla yaptığı, Artemis Tapınağını yakan Efesli genç adam. Ayrıca tarihin kayda geçen ilk teröristi. Sadece adını tarihe yazmak için muhteşem güzellikteki artemis tapınağını yakmıştır.şöhret meraklısı bu genç kendini yargılayan yargıca şu şekilde...
erotik
Live İzmir