Bülent Akgerman, “İş dünyası, kamu kurumları ve yerel yönetimler arasındaki diyalog ve işbirliğini daha da geliştirerek daha güzel günlerin yakınlaşacağına inanıyorum” dedi
 

RÖPORTAJ: MURAT ŞAHİN

İzmir'de sanayi hamlesini ilk başlatan Akgerman Ailesi'nin 3. kuşak temsilcisi olan, Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (ESİAD)Yönetim Kurulu Başkanı olarak doğup büyüdüğü kente borcunu ödemeye çalışan Bülent Akgerman, İzmir'in işbirliği ve diyaloğa ihtiyacı olduğunu düşünüyor. İzmirlileri de tutucu ve risk iştahı çok düşük olarak nitelendiren Akgerman, önde gelen hızlı tüketim ve gıda firmalarının yeni ürünlerini İzmir'de test ettiklerini, İzmirliye sattıktan sonra bütün ülkeye pazarladıklarını ifade ediyor.

'EXPO HER ŞEY DEĞİL'
 Son 10-15 yılda İzmir'in gerilemediğini, sadece göreceli olarak büyüme hızının yavaşladığını dile getiren Akgerman, son dönemde İzmir adının projelerle anılmasını da güzel bir gelişme olarak yorumluyor. Hükümetin ağırlıklı olarak altyapı projelerini tamamlaması ile yerli ve yabancı yatırımcıların kente akın edeceğini vurgulayan Akgerman, almak için mücadele ettiğimiz EXPO 2020 için de "İzmir için önemli ama herşey değil" değerlendirmesini yapıyor. Akgerman, Yeni Asır'ın sorularını yanıtladı.
 * İzmir'de ilk sanayileşme hamlesinin içinde yer alan bir ailenin 3. kuşak temsilcisi olarak İzmir'i nasıl görüyorsunuz? Neden arzuladığımız hamleleri yapamıyoruz?
- Hamle yapmak istiyor muyuz ki, nedenini sorgulayalım? İzmirli, diğer birçok şehirliyle kıyaslandığında tutucudur, risk iştahı çok düşüktür. Örneğin, önde gelen hızlı tüketim ve gıda firmalarının çoğu yeni ürünlerini İzmir'de test ederler. İzmirliye satabildiklerini tüm ülkeye satabileceklerini bilirler çünkü. İzmir'i sorunlu bir şehir olarak göstermenin doğru olmadığını düşünüyorum. Kamu altyapı yatırımlarında gözle görülür çalışmaların daha yeni hızlandığını düşündüğümüzde, İzmir'de mutlaka bir sorun aramak gerekiyorsa, sorunun bu alanda yoğunlaştığını görmek gerekir. Kendini yenileyemeyen bir kent görüntüsü, diğer Anadolu kentlerinin zaman içerisinde yenilenen görüntüleriyle kıyaslandığında ister istemez "istediği hamleleri yapamayan bir kent" izlenimini verdi.
* Peki ne yapılmalı sizce?
 - Örneğin serbest bölge bir başarı öyküsüdür; keza organize sanayi bölgelerinin gelişimi de... İş dünyası ile kamu kurumları ve yerel yönetimler arasındaki mevcut diyalog ve işbirliğini daha da geliştirerek daha güzel günlerin yakınlaşacağına inanıyorum. Dikkatle araştırıldığında, son 10-15 yılda İzmir'in gerilemediğini, sadece göreceli olarak büyüme hızının yavaşladığını görebilmek mümkün.
 * Bu süreçte ciddi rakipler çıkmasına rağmen EXPO 2020, kentin büyüme hızının artmasında önemli bir ivme yaratabilir mi?
- EXPO 2020 için tek rakibimiz olmasındansa, birkaç ülke ile yarışmamızın bizim için stratejik açıdan daha avantajlı olduğunu düşünüyorum. EXPO 2020 İzmir için çok ön