Çıkış / Exit

İşleminiz Yapılıyor.
 
 
 
 
 
 
 
 
English

TARİHÇE
 
ANTİK DÖNEM
 
Antik çağda Cyssus adıyla anılan Çeşme’nin bugünkü adını denizcilerin su temin ettikleri “çeşme”’lerden aldığı sanılmaktadır. Çünkü Çeşme’nin en önemli özellikleri içme suyu ve limanıdır. Son derece korunaklı bir limana sahip Erythrai’nin Mısır, Kıbrıs ve batı ülkeleri ile ilişki kurduğu ve ticaretini geliştirdiği bilinmektedir. Ülkemizin başlıca turizm merkezlerinden biri olan, uluslararası bir üne sahip Çeşme ve töresinde halk, antik çağda 12 Ion birliğinden olan Erythrai’nin (Ildırı) kalıntıları ile iç içe yaşamaktadır. 
 
Çeşme, Lydia, Pers, Pergamon (Bergama) Krallığı, Roma ve Bizans egemenliklerini yaşamıştır. Çeşme Limanı’nın ön plana çıkmasındaki en önemli faktörlerden biri de Sakız Adası’ndan Anadolu kıyılarına en yakın ve güvenilir nokta olmasıdır. Bu nedenle liman, yüzyıllar boyunca ticari alışverişi canlı halde sürdürebilmiştir. 
 
 3. Yüzyılın son yarısı ile 14. Yüzyılın başlarında Batı Anadolu’nun ticari hayatına isim yazmış Cenevizler ’in etkisi görülmüştür. Aynı dönemde yöre bir ara Çaka Bey’in yönetimi ’ne girmişse de hâkimiyeti kısa sürmüştür.
 
TÜRK HÂKİMİYETİ DÖNEMİ
 
14.yy Başlarında Aydınoğullarının sürüklediği akın kısa zamanda etkili olup Çeşme Limanı bir deniz üssü durumuna getirilmiştir. Yörenin daha sonra İzmir Beyi Umur Bey’in yönetimine geçmesi Cenevizlileri tamamen yörenin ticaretten dışlamak istemeyen Umur Bey ticaretin kendi kontrolünde olması için onları kendi hâkimiyetinde kabul ettiği Sakız Adası’na göndermişti. Orada kalacak Cenevizlilerle ticari ilişkiler, kendi tabii şartları içinde yapılacaktı. 1330'da Cenevizliler ‘in Sakız adasına yerleşmeleriyle konumu buraya en uygun olan Çeşme limanı bir kez daha önem kazanmış, böylece Cenevizliler ile ticaret doğal koşullarda sürdürülmüştür. İlk kez 1. Beyazıt (yıldırım) tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Fakat Ankara Savaşı'ndan sonra (1402), Timur tarafından yeniden Aydınoğulları'na verilir. 17.yy sonlarından itibaren Batı Anadolu ürünlerinin satıldığı küçük bir ticaret merkezi olan İzmir'in bir anda ticari üstünlüğü ele geçirmesiyle, Çeşme Limanı, İzmir Limanı'nın yanında giderek gerilemiş ve önemini yitirmiştir.
 
Yüzyıllarca Eyalet sistemiyle idare edilmiş olan Osmanlı Devleti'nde, 8 Kasım 1864'te Sultan Abdülaziz döneminde köklü değişiklikler yapılmış ve çıkarılan kanunlarla bu değişiklikler uygulanmaya başlamıştır. Buna göre Aydın ilinin İzmir sancağına bağlı bir kazası olan Çeşme, Kaymakamlık olmuştur. Diğer birçok Batı Anadolu liman şehrinde olduğu gibi Çeşme de, Rum nüfusu, Türk nüfusundan fazlaydı. Rumlar burada bağcılığı ve şarapçılığı geliştirmişler, çekirdeksiz siyah üzüm başta olmak üzere buğday ve diğer hububat ziraatı da yapmışlardır. Anason ve kök boya üretimi başlamıştır. Kurtuluş Savaşı’nda özellikle 9.Eylül.1922’ de İzmir’in, 16 Eylül 1922’ de, Çeşme’nin Yunan işgalinden kurtuluşu ile Rum nüfusu Yunanistan’a gitmiştir. 24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşması ile nüfus mübadelesi yapılmıştır.
 
CUMHURİYET DÖNEMİ
 
İlk Türk amirali Çaka Bey’ in de üs olarak kullandığı Çeşme, Osmanlı Döneminde de önemli bir ticaret ve Osmanlı Donanmasının her yıl sefere çıkarken kullandığı son  liman  olmuştur. Günümüzde Çeşme gümrüğünden Yunanistan adalarına gemi seferleri yapılmaktadır.
 
ÇEŞME ADI NEREDEN GELİYOR?
 
Çeşme, şifalı sıcak suları, olağanüstü sayılabilecek kalitede kumun, güneşin ve berraklığın kucaklaştığı şirin bir tatil beldesidir. Çeşme İzmir'in 94 km. batısında, kendi adını taşıyan yarımadanın en ucunda kurulmuştur. Gemiciler tarafından küçük liman diye adlandırılmıştır. Fakat Çeşme ve civarında kaynak suları bol olduğundan ve zamanla çoğalan ve buz gibi suların aktığı çeşmelerinden dolayı da yöreye Çeşme denilmiştir. Sürekli akan bu kaynakların etrafında çeşme yaptırmak günümüzde olduğu gibi, eski geleneklerimiz arasında da yer almıştır. Çeşme adını, bir zamanlar yüz kadar olduğu söylenen bu çeşmelerden almıştır. Bu çeşmelerin hepsinin kendisine özgü bir özelliği ve mimarisi bulunur.
 
Bu çeşmelerin bir kısmı yüzyıllara meydan okurcasına hiç bozulmadan kaldığı gibi, bazıları da restorasyonlar sayesinde günümüze kadar ulaşmışlardır. Yol genişletme çalışmaları sırasında bulundukları yerlerden başka yerlere taşınmak zorunda kalanlar olduğu gibi, kaynağının kuruması, doğa olayları veya başka nedenlerden dolayı da birçoğu kaybolmuştur
 
 

İzmir Kent Tarihi

Eski İzmir kenti (Smyrna) körfezin kuzeydoğusunda yer alan ve yüzölçümü yaklaşık yüz dönüm olan bir adacık üzerinde kurulmuştu. Son yüzyıllar boyunca Meles Irmağı Sipvlos (Yamanlar) Dağı'ndan gelen sellerin getirdikleri mil ile bugünkü Bornova ovası oluştu ve yarım...

02. İzmir'in Kuruluş Yeri

İzmir'in kuruluş tarihi ve yeri konusunda tartışmalı bilgiler bulunmakla birlikte, kentin başlangıcı hakkında bugün Bayraklı semtinde yer alan ve Tepekule olarak tanınan ören yerinin, eski İzmir'in kuruluş yeri olduğu bilinmektedir. Bu ören yerinin aslında bir yarım ada...

03. Eski İzmir'in Kuruluşu ve Kurucuları

Eski İzmir'in kuruluş tarihi ve kurucularının kim olduğu hakkındaki bilgilerimiz iki kategoride toplanabilir. Bu kategorilerden birisinin, henüz kanıtlanamamış olan söylence niteliğindeki bilgilerden oluştuğunu belirtebiliriz. Bu söylencelerden birisi, İzmir'in ilk...

04. İzmir'in Yeniden Kurulması

İzmir'in yeniden kurulması, Türkçe'de Büyük İskender diye bilinen Makedonyalı Alexandros'a bağlanır. Büyük İskender İran seferinin başlarında, İÖ. 334 yılında Pers İmparatorluğu'nun Anadolu'daki ordusunu yendikten sonra, ordularıyla Efes üzerine ilerlemişti....

05. Roma İmparatorluğu Döneminde İzmir (İÖ. 133-İS.395)

İzmir, Roma İmparatorluğu döneminin ilk yıllarında bir ayaklanmanın yarattığı karmaşadan etkilenmiştir. Bu ayaklanma aslında Bergama kralı III. Attalos'un vasiyeti gereğince, krallığın Roma'ya geçmesine karşı başlayan bir hareketti. Hareketin önderi ise, Attalos'tan...
erotik
Live İzmir