Çıkış / Exit

İşleminiz Yapılıyor.
 
 
 
 
 
 
 
 
English

Anadolu sayısız medeniyet sayısız kültür ve değişik inançların barınağı.Tarihi,doğası,efsaneleri ile Anadolu.
Anadolu tanrıların kendilerine yer edinmek için birbirleriyle savaştığı,peygamberlerin kendisine hayran olduğu Anadolu.
Ve Anadoluda yerimiz bu kez Bergama ve onun barındırdığı muhteşem eser KIZIL AVLU.
Bergama Kızıl Avluyu yerindeymiş gibi 360 derece ziyaret etmek için  TIKLAYIN


Kızıl Avlu, Mısır tanrısı Serapis’e adanmış bir tapınak iken Yahya Peygamber adına adanmış bir kilise olmuş. Günümüzde kulelerinden birisi “Kurtuluş Camii” olarak Müslüman halka hizmet veriyor, diğer bölümleri her inançtan turistin ziyaret ettiği bir müze.


Bergama yani Pergamon'da, tepede kurulu bulunan Akropol, "yukarı şehir" olarak adlandırılıyordu. Aşağıda ise Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı eserleri bulunuyor. Pergamon’da ilk yerleşimin M.Ö. VIII.yüzyılda gerçekleştiğini, bulunan çömlek parçalarından anlıyoruz. Ama şirin ilçe, sayısız uygarlıkların izlerini korumayı başarmış. Bir çok muhteşem eserin günümüze ulaşmasını sağlamış. Gerçi, Akropol’ün eteğine kurulan eski Bergama evlerinin bütün malzemesi, yukarıdaki abidevi kentten alınıp kullanılmış. Berlin’e götürülen eserlerle ayrı bir “Pergamon Müzesi” kurulmuş, ama kent öylesine bayındırmış ki hala muhteşem bir müze kent olmayı başarıp binlerce ziyaretçi almaya devam ediyor.

Bergama, barındırdığı görkemi sayısız eserlerle gözler önüne seriyor. Anlatılmaya kalkışılsa uzunca bir yazı değil, belki de bir kitap oluşur. Bu yüzden burada bulunan eesrleri bier birer yazmayı uygun buluyorum. Hangi eseri anlatmam konusunda düşünürken, tepeden harika bir görüntü veren Kızıl Avlu’ya karar verdim. İşte muhteşem Bergama’dan muhteşem bir eser; Kızıl Avlu.

Adı Nereden Geliyor ?

Kullanılan malzemeden. Kırmızı ateş tuğlasıyla yapılmış. Bu yüzden halk arasında “Kızıl Avlu “ olarak isimlendirilmiş. Gerçi, önceleri bütün tuğlaların üzeri renkli mermer levhalarla kaplıymış ama görünen o ki çok uzun zaman öncesinde mermerler dökülmüş. Geriye sadece bazı dirsek bloklar kalmış. Ateş tuğlaları verimli Kaikos’un (Bakırçay) kenarındaki tuğla ocaklarından alınmış.

Yeri

Kızıl Avlu, Bergama merkezine 1 Km.lik bir mesafede. Yani "aşağı şehirde." Akropol’e çıkarken, tepeden bakıldığında muhteşem görüntü daha da öne çıkıyor. Aşağıdan baktığınızda, sadece bulunduğunuz kısmı görüyorken, yukarıdan harika mimarisine, simetrik görüntüsüne ve şehre hakim konumuna hayran kalıyorsunuz. Bazilikanın iki tarafına simetrik oturtulmuş bulunan iki dairesel kule ile eşi benzeri olmayan bir yapı.

 

Bazı tarihçiler Kızıl Avluyu ”Küçük Ayasofya” olarak adlandırıyorlar. Görkemi ve konumu ile onları haklı çıkartan abidevi eser, simetrik kuleleriyle bir farklılık da yaratmaktadır. Kulelerden bir tanesi daha sonra camiye çevrilmiş bulunduğundan dolayı diğerine oranla daha iyi durumda. Diğer kule cami olan kuleye oranla biraz daha harap hale gelmiş. Aslında, kulelerden biri Osmanlı İmparatorluğu zamanında hapishane olarak kullanılmış ama sonuçta bir tanesi uzun süre kullanım dışı  kaldığından oldukça harap bir duruma gelmiş. Bazilika ise içler acısı bir durumda olmasına rağmen hala görkemini koruyor.

Binanın, M.S. II. yüzyılda Roma İmparatoru Hadrianus tarafından yaptırılmış olduğu düşünülüyor. Büyük bir alan üzerine inşa edilmiş bir avlunun içine oturtulmuş. 200 x100 metre ebadındaki bu avlunun büyük bir kısmı çevredeki evlerin altında kalmış. Avlunun altından akan Selinus (Bergama Çayı) iki antik tünel içinden akıtılmış. Tüneller bu gün de görülmektedirler.l

 

Nereye Kurulmuş?
 
Kızıl Avlu Bergama’da aşağı şehre inşa edilmiş. Bakırçay’ın (Kaikos) kolu olan Bergama (Selinous) Çayı üzerinde birbirini çaprazlama kesen iki tünel inşa edilerek anıtsal bina burada oluşturulan avluya yapılmış. Zaman içinde oldukça kötü korunan yapı ve çevresinde inşa edilen yerleşim bazilikanın avlusunu küçültmüş. Bergama Çayı korunmadığından adeta bir kanalizasyon akıntısına dönüşüp çöplük haline gelmiş. Fakat bakıldığında dikkatli gözler yansıyan görkemi çok rahat görebiliyor. Şu anda büyük bir hızla devam eden ve Almanlar'la yapılan restorasyon çalışmaları bittiğinde ortaya çıkacak olan son durumu tarih severler büyük bir merakla bekliyorlar.

Özellikleri
Kızıl Avlu, bu gün Bergama’nın biraz harap bir mahallesinde yapıların arasına sıkışıp kalmış bir durumda görkemini yitirmeden duruyor. Yer altı tanrısı Serapis ve tanrıça İsis ile tanrı Harpokrates’e tapınılıyormuş Kızıl Avlu’da. Bu yüzden avludaki heykeller ve kaidelerine bakıldığında Mısır uygarlığına ait devasa ölçüler görülüyor. Avlusuyla birlikte 260 x 100 metrelik bir alanı kaplıyor. Bazilikanın ölçüleri de 60 x 26 ve günümüze gelebilen yüksekliği 19 metre olarak ölçülüyor. Binanın ana kapısı 14 metre yüksekliğinde 7 metre genişliğindeymiş. Girişteki eşik atmış ton ağırlığında tek parça bir mermer bloktan oluşmuş. İçeride bulunan büyük mermer sütunlar Kozak taşından yapılmışlar. Kapının arkasında bulunan mermer bir bazilikada yine mermerden bir havuz bulunuyormuş. Dinsel törenlerde arınmak için bu havuz kullanılmaktaymış. Havuzun arkasına da yer altı tanrısı Serapis’in 10 metre boyunda bir heykeli bulunuyormuş. Heykele ait bir buçuk metrelik kaide halen yerinde durmaktadır. Ayin sırasında bu kaideye yer altındaki bir tünelden gelen rahip, heykelin içine girerek tanrı Serapis’i taklit edip konuşarak gerçekleştiriyormuş ayini. Kızıl Avlu bütün bu görkemine zaman içinde daha farklı tarihsel zenginlikler katmış.

 

Doğayı Tanıtan Müze

Tabiat Tarihi Müzesi, tüm doğa tarihi ve doğa zenginliklerinin toplandığı, korunduğu ve belirli bir sistematik ve evrimsel düzen içerisinde sergilendiği görsel ve bilimsel bir ortamdır. Tabiat Tarihi Müzeleri, bir bağlamda doğanın tüm görkemiyle ve gizemiyle toplumun hizmetine bir zaman tünelinde gibi sunulduğu ortalardır. Ayrıca, doğanın gizemi topluma çeşitli panolarla...

İZMİR ÇORAKKAPI CAMİİ

Basmane deki bu cami, etrafındaki geniş mezarlığı, medresesi ve diğer yapılarıyla Türk mahallelerinin en ucunda gibiydi. Bostanizâde Mehmed Efendi adında bir hayırsever zat tarafından, herhalde XVII. Yüzyıl dan önce yaptırılmıştır Zira 1745 de var olduğunu biliyoruz. Zarif minaresi ve kubbesi ile İzmir in güzel camileri arasındadır. Kesme taştan yapılmış olan cami...

Karantina Adası

İzmir Urla'da bulunan Karantina Adası isminden anlaşıldığı gibi Osmanlı Dönemi'nde bulaşıcı hastalıkların önüne geçebilmek için kullanılan bir adadır. Fransızlar 1865'te buraya karantina tesisleri yaptığı için adanın adı böyle kalmıştır. Belli dönemlerde birçok hastalıkların tedavi merkezi olan Karantina Adası 1950 yıllarında Deniz ve Güneş...

Işık Saçan Ada "Dikili Kalem Adası"

Antik dönemde 'Işık saçan' anlamına gelen Anginnsai Adaları'ndan biri olan, 480.000 m2 alana sahip Kalem Adası İzmir'in Dikili ilçesinde denizcilerin saklı cenneti Bademli koyu kıyılarında bulunmaktadır. Ana karaya uzaklığı 450 metredir.Midilli adasına uzaklığı sadece 13 deniz milidir. Özellikle ada üzerindeki kızıl gün batımını Sunset barda Ege mezeleri...

İzmir Kadifekale

İskender'in Anadolu'ya çıkışı ve Pers egemenliğine son vermesi üzerine bölgede Helenistik dönem başlar. (M.Ö. 334-133) Helenler beraberlerinde kendi şehircilik anlayışlarına uygun şehirleşme projeleriyle gelirler. Helenlerin istediği, Efes, Bergama, Rodos, İskenderiye gibi zamanın ticarette ve liman işletmesinde ileri gitmiş şehirleri ile boy ölçüşebilecek bir...
erotik
Live İzmir